8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Dünya Kadınlar Günü, emekçi ve işçi kadınların günü olarak bütün kadınlar adına kutlanan bir gündür.

DÜNYA ERKEKLER GÜNÜ DİYE BİR GÜN YOK İKEN NEDEN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VAR?

Çünkü kadınlar yüzyıllar boyunca ezilmişler, emeklerinin karşılığı bazen yemek ve içecek bazen ise hayatta kalmak olmuş. Hep ezilen hep emeği sömürülen kadınlar artık 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında yavaş yavaş haklarını talep etmeye başlar duruma gelmişler. Ancak maalesef bu hak arama talepleri pek de hoş karşılanmamış. Erkek egemen bir toplumun tüm dünyada hüküm sürdüğünü düşünürsek böylesine radikal ve köklü bir değişiklik bazı hemcinsleri dahil olmak üzere rededilmiş. Ancak hak verilmez alınır düsturu ile yola çıkan kahraman kadınlar yavaş yavaş söke söke bu haklarını almayı başarmışlar.

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ NASIL ORTAYA ÇIKTI VE NEDEN KUTLANIYOR?

1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde gerçekleşen işçi kadınların protestoları nedeniyle gündem olan ve yapılan müdahaleler nedeniyle öldürülen kadınların da hakkının savunulması gereken bir gün olarak tarihe geçmiştir.

Kadın işçilerin örgütlediği grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriymiş. Fakat ABD basını bu olaya neredeyse hiç yer vermemiş.Buna rağmen, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmış.Clara Zetkin Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söylemiş. Zetkin’in önerisi kabul edilmiş, her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı örgütleriyle mutabakat içinde bir kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırılmış. Bu olayların gerçekleştiği yıllarda neredeyse hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiş. Bu sebeple, pek çok ülkede eş zamanlı kutlanacak bu günün temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesi karara bağlanmış.

Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlenmiş. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etmiş.

Bugün ise, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşıyor. Dünyada kadın farkındalığını yaratmak kadınların haklarını savunabilmek ve sosyal bilincin geliştirilmesi adı altında kutlamalar gerçekleştiriliyor. Kadınların seçme ve seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele, bütün dünya kadınlarının ortak mücadele ilkelerinin başında yer alıyor.

TÜRKİYE’DE DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.

“Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.”
-Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk

Kısacası kadınlar geçmişten günümüze sürekli varoluş savaşı verdiler ve hala veriyorlar. Kendilerini kabul ettirmeye, aynı anda çocuk da bakabildiklerini, ev de idare edebildiklerini, iş hayatında da başarılı olabildiklerini kanıtlamaya çalışıyorlar. Şöyle de bir şey var ev sadece onun evi değil çocuk sadece onun çocuğu değil. Ama bu onlara bahşedilmiş bir görev görülüyor. Kadın evinde oturmalı, ev işi yapmalı, çocuğuna bakmalı, kocasına hizmet etmeli. Neyse ki kadınlar aynı anda bir çok işi yapabilme yeteneğine sahipte hepsine de yetebiliyor istediğinde.
Çocukta yaparım kariyer de…
Sözü çok doğru kısacası. İnsan da yetiştirir bir kadın, şirketin ceosu da olur. Gerekirse şirkette kurar kendi işinin patronu da olur. 

Biyolojik olarak farklıyız biz sadece. Bir eksiklik değil bu.
Şimdiye kadar kepçe operatörü de oldu kadın,hava dalışı eğitmeni de,pilotta oldu hayvan yetiştiriciliği de yaptı, tesisatçı da oldu,askerlikte yaptı, iftaiyeci de oldu taksi şöförlüğü de yaptı, tersane işçisi de oldu,benzin istasyonu pompacısı da.
Fırsat verildiğinde erkek işi denileni de yapar kadın. Hepsinin üstesinden de gelir hakkıyla. Yani sadece fırsat verilsin yeter. Hatta verilmesine bile gerek yok kadın istiyorsa o fırsatı da kendi yaratır. Şimdiye kadar yaptığı gibi. Ama siz yine de kafalarınızda oluşturduğunuz kavramları yıkın,yıktırın. Önyargılarınızı bir kenara bırakın. Ve şu koca dünya da kadınlara da yer açın. 

Bırakın kadınlar da hayallerini gerçekleştirsin, yeri gelsin çocuk olsunlar yeri gelsin sarıp sarmalasınlar, üzüldüklerinde hıçkırarak ağlasın,mutlu olduklarında ağız dolusu gülebilsinler, susmadan,korkmadan yaşasınlar kendi kararlarını kendileri versinler, çekinmeden fikirlerini söyleyebilsin,istediklerinde hayır diyebilsinler,bedenleriyle özgür olabilsin saklanmasınlar.

Ne yaparlarsa yapsınlar KADIN GİBİ YAPSINLAR!

BİR DE BAYAN DEĞİL KADIN!

‘Kadın’ ve ‘Erkek’ kelimeleri cinsiyet belirtmede kullanılır.’Bay’ ve ‘Bayan’ kelimeleri ise cinsiyet belirtmeye gerek duyulmadığı durumlarda, birer hitap şekli olarak kullanılır.Kadın-kız ayrımı diye bir şey yoktur. Kız diye bir cinsiyet de yoktur. Kadın/Erkek; tıp dilinde “Dişi/Erkek” olarak geçer. Bunların küçük yaşta olanlarına da kız/oğlan denir.

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi, Kadın Reyonu- Erkek Reyonu, Kadın WC- Erkek WC, Kadın doktor/avukat/öğretmen doğru kullanımlardır.

Kibarlık olsun diyorsanız da ‘hanımefendi’ diyebilirsiniz.

Kimsenin kadın demekten çekinmediği ve bireylerin kadın olmaktan utanmadan bunu yüksek sesle söyleyebildiği günlere!